Abstract
Objective: Metacognition is a concept that refers to the awareness and control of individuals’ cognitive processes. In this regard, metacognitive processes may promote cognitive flexibility. The present study investigates the impact of metacognitions on adults’ psychological health and the mediating role of cognitive flexibility through bootstrap analysis.
Method: The sample comprised of 212 university students. All volunteers had no history of psychiatric/neurological disorders and no use of medication affecting the central nervous system for the last six months. Participants were required to complete the Metacognitions Questionnaire-30, the General Health Questionnaire-12, and the Cognitive Flexibility Inventory via an online survey.
Results: According to the correlation analyses, cognitive flexibility was found to be negatively correlated with dysfunctional metacognition (r=-0.227, p<0.01) and poor psychological health (r=-0.397, p<0.01); dysfunctional metacognition was positively correlated with poor psychological health (r=0.399, p<0.01). We conducted mediation analyses via the bootstrapping method using a 95% confidence interval and 5000 bootstrap samples. The results showed that cognitive flexibility had a significant partial mediating role in the relationship between metacognition and psychological health [R2=0.26, F(2, 209)=36.38, p<0.001].
Conclusion: The findings highlighted the importance of cognitive flexibility as an underlying mechanism through the relationship between metacognition and psychological health in a non-clinical sample. The results suggested the need to take “cognitive health” into account while attempting to promote “psychological health.”
Amaç: Üstbiliş bireylerin bilişsel süreçlerinin farkında olması ve kontrol etmesini ifade eden bir kavramdır. Bu bağlamda üstbilişsel süreçler, bilişsel esnekliği destekleyebilmektedir. Mevcut çalışma, yetişkinlerin üstbiliş becerilerinin psikolojik sağlık düzeylerine etkisini ve yeniden örnekleme tekniği kullanılarak bilişsel esnekliğin bu etkideki aracı rolünü incelemektedir.
Yöntem: Çalışmaya son altı ay içinde herhangi bir psikiyatrik/nörolojik bozukluk geçirmediğini ve merkezi sinir sistemine etki edecek herhangi bir ilaç kullanmadığını belirten toplam 212 gönüllü üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcılar, çevrim içi anket sistemi üzerinden Üstbiliş Ölçeği-30, Genel Sağlık Anketi-12 ve Bilişsel Esneklik Envanterini tamamlamışlardır.
Bulgular: Korelasyon sonuçlarına göre, bilişsel esneklik ile disfonksiyonel üstbiliş (r = -0.227, p < 0.01) ve bilişsel esneklik ile azalmış psikolojik sağlık (r = -0.397, p < 0.01) arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Öte yandan disfonksiyonel üstbiliş ile azalan psikolojik sağlık arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur (r = 0.399, p < 0.01). %95 güven aralıkları hesaplanarak ve 5000 yeniden örnekleme (bootstrapping) yöntemi kullanılarak aracılık analizleri yürütülmüştür. Bulgular, üstbiliş ve psikolojik sağlık arasındaki ilişkide bilişsel esnekliğin anlamlı bir kısmi aracı rolü olduğunu göstermiştir [R2 = 0.26, F(2, 209) = 36.38, p < 0.001].
Sonuç: Bulgular, klinik olmayan bir örneklemde bilişsel esnekliğin, üstbiliş ve psikolojik sağlık arasındaki ilişkinin altında yatan bir mekanizma olarak önemini vurgulamaktadır. Ayrıca mevcut çalışmanın bulguları, “psikolojik sağlık” incelenirken “bilişsel sağlık” kavramının da dikkate alınmasının gerekliliğini önermektedir.