2Psychiatrist, Emotions Mental Health Center, Adana -Turkey
Abstract
In this case report integrative psychotherapy with cognitive-behavioral, psychodynamic, and supportive psychotherapy techniques were used to provide treatment to the patient with delusional disorder, persecutory type. The patient was stable on antipsychotics and antidepressants during the psychotherapy process. The patient’s main delusion was being followed and called ‘loser’ by others. He believed people on the street knew he had not worked and devalued him for not having worked. In the beginning of the therapy, the patient was able to finish his exercise, i.e. walking, 40% of the time, only with great anxiety. During the therapy, the patient’s thoughts, feelings, and behaviors were followed using cognitive-behavioral forms. Several forms including tracking degree of thought, using the vertical descent, cost-benefit analysis, point and counter-point, examining the evidence were used to track the patient’s progress. In addition, the patient’s problematic relationships with his family were discussed from a psychodynamic perspective in order to provide meaning and insight into the source of his difficulties. When the therapy ended, the patient was able to complete his exercise 90% of the time he attempted walking in the park, which suggested an improvement in his target complaint.
2Psikiyatrist, Duygu Ruh Sağlığı Merkezi, Adana -Türkiye
Bu olgu sunumunda persekütuar tip sanrısal bozukluğu olan hastanın tedavisinde bilişsel-davranışçı, psikodinamik ve destekleyici psikoterapi tekniklerinin entegre edilerek oluşan bütünleyici psikoterapi uygulanması anlatılacaktır. Hasta psikoterapi sürecinde antipsikotik ve antidepresan ilaç tedavisine devam etmekteydi. Hastanın temel şikayeti, sokakta insanlar tarafından izlendiğine, yargılandığına ve emekli olduğu için, ‘zibidi, boş gezenin boş kalfası’ şeklinde nitelendirildiğine şiddetli derecede inanmasıydı. Hasta, bu inancı yüzünden davranışlarını kısıtlıyor ve günlük yürüyüşlerini yapamıyordu. Terapi öncesinde hasta, yürüyüş yapmak istediği günlerin ancak %40’ında yürüyüşünü büyük zorlukla tamamlayabiliyordu. Terapötik ittifakı güçlendirmek için hastaya destek sağlandı, girişkenliğini artırmak için psikolojik eğitici bilgiler verildi. Hastanın sanrıları bilişsel formlar kullanılarak takip edildi. Bilişsel-davranışçı tekniklerin kullanıldığı seanslarda; düşünce, duygu ve davranışları takip etme, düşüncenin derecesini takip etme, derine inme, kanıtları inceleme, görüş-karşı görüş geliştirme, bedel-kazanç analizi kullanılan yöntemler arasında yer aldı. Bunlara ek olarak, hastanın sanrılarına kaynak olabileceği düşünülen aile ilişkileri psikodinamik açıdan gelişimsel olarak incelendi ve hastanın içgörü kazanması amaçlandı. Terapi bittiğinde, hasta, yürüyüş isteğinin %90’nında yürüyüşünü tamamlayabilir hale geldi.