2Clinic Chief
3Clinical Chief Asst.
Abstract
Brain death is the irreversible loss of all cerebral and brain stem functions. Brain death is accepted as the medical state of death. Brain death is commonly accepted by the judicial and medical environment in Turkey and worldwide. In the last years, the studies on fınding organ transplantation donors increase the interest in this subject.
Objective: We conducted a study to explain the approach to brain death in neurosurgical and neurological applications, and show the importance of the subject.
Methods: A 4 page poll about brain death is giyen to 15 neurosurgeons and 15 neurologists randomly chasen in our hospital. The polis are evaluated by making "yes" - "no" lists. Additional interpretations are also added,
Results: The criteria used for diagnosis changed extensively between the doctors who answered the poll. Most of them chose dilated pupils existence (93 %), pupillar reflex nonexistence (70 %), corneal reflex nonexistence (83 %), nonexistence of respiration effon when separated from the ventilator (77 %), nonexistence of eye movement with head turns (70 %). A smaller amount chose nonexistence of cough reflex (7 %), no Deep Tendon Reflex (10 % ), nonexistence of retching reflex (17 %), body temperature over 322°C (13 %), or "0" blood barbiturate level (7 %). 13 % did not require EEG and 50 % said one EEG is enough and 37 % said 2 EEGs in 24 hour intervals is enough.
Conclusion: These questionnaires show that there is a large variation between the clinicians and there are no well-established criteria about brain death declaration. We need common criterions for brain death diagnosis and also we need a well working system for declaration.
2Klinik Şefi
3Klinik Şef Yrd.
Beyin ölümü; tüm serebral ve beyin sapı fonksiyonlarının tam ve geri dönüşsüz kaybıdır. Beyin ölümü tıbbi ölüm hali olarak kabul edilir. Türkiye'de ve dünyada beyin ölümü adli ve medikal çevrelerde yüksek oranda benimsenmektedir. Son yıllarda organ transplantasyonlarındaki donör arayışları üzerine yapılan çalışmalar bu konuya olan ilgiyi giderek arttırmaktadır.
Amaç: Nöroşirürji ve nöroloji uygulamalarında beyin ölümüne yaklaşım ve konunun önemini belirtmek amaçlı bir çalışma yaptık.
Yöntem: Hastanemizden rasgele seçilmiş 15 nöroşirürji ve 15 nöroloji doktoruna beyin ölümü ile ilgili 4 sayfalık bir anket uygulandı. Anketler "evet" - "hayır" listesi yapılarak değerlendirildi. Ek bir yorum yapılmış ise o da ankete ilave edildi.
Bulgular: Teşhis için kullanılan kriterlerin cevap verenler arasında anlamlı şekilde değiştiği sonucuna varıldı. Buna göre çoğu; dilate pupil varlığını (% 93), pupiller refleks yokluğunu (% 70), korneal refleks yokluğunu (% 83), ventilatörden ayrıldığında solunum eforunun olmayışını (% 77), kafa çevirme ile göz hareketlerinin olmayışını (% 70) tercih ediyordu. Daha az bir kesimin ise; Derin Tendon Refleksi olmayışını (% 10), öksürük refleksinin olmayışını (% 7), öğürme refleksinin olmayışını (% 17), 32.2°C üstünde vücut ısısı oluşunu (% 13), veya kan barbitürat düzeyinin "0" olu şunu (% 7) tercih ediyordu. % 13 oranında EEG istenmediği ve 50'sinin tek bir EEG, % 37'si de 24 saat arayla 2 EEG'yi yeterli bulduğu tespit edildi. Ankete cevap verenlerin % 17'si anketten önceki 5 yıl içinde beyin ölümü beyanını 5'den fazla yapmıştı.
Sonuç: Beyin ölümü deklarasyonu konusunda hastanemizdeki doktorların bakış açılarındaki çeşitlilik, işlemekte olan oturmuş bir sistem olmadığı yapılan anketlerle ortaya konulmuştur. Bu konuda işleyen bir sistemin kurulması ve ortak kriterlerin kullanılması gerekmektedir.